حصاني
ذَكَرْتُ الْيَوْمَ تَجَرْنَا حِصَانِي
فَلَم قَدِرَ الثِمَانَا حِصَانِي
التسبيح
اَنتِ إلا نَجمُ
رَبِّ العَالَمِ
اَنتِ إلا نَجمُ
كَلبِ الكَرَمِ
نَحنُ
سَجَّادُكِ كُنَّاعَابِدِين
اَنتِ اُمُّ
الشَمسِ هُو ذُو الحَرَمِ
اَنتِ جِسمُك كَانَ مِثلَ
الأَكبَرِ
كَانَ إسمُك حَيَّ قَبلَ الآدَمِ
يُشرَقُ الشَّمسُ عَلَى كُلِّهُمَا
لَكِ إلا نَجمُ شَرقِ مَّريَمِ
Serçeden
Güller ah çekmeden asla bulunmaz
Çiçek koparmakla bağdan bahçeden
Bülbülü duymadan aşık olunmaz
Bilmeden başkasın’ anca serçeden
Özünü sormadan dinlerse dili
Kaş ile kirpiğe verirse meyli
Uzatmaya gelmez arkadaş eli
Nasibin’ almadan keskin pençeden
Dinlemezler yiğit sözü
Bir meclisim, bir kürsüm yok
Anlar beni bazı bazı
Diğerlerine sözüm yok
Gülmenin bini bir para
Hem alay var hem kahkaha
Ben de güler idim amma
Sırıtan çok, tebessüm yok